Eğik Baş
-varlık yükü beni perişan etti
- testiyi değerli kılan içindeki boşluksa, insan içindeki boşlukla bir değere sahipti. acıyla mayalı balçık parçası olmasa insan yani biraz umutlu biraz kederli olmasa,bin elem ve gözü yaşlı olmasa insan korku, onu o'su içine almasa o'su büyüyüp de korkunun insanı yutmasa yani varlık onun üzerine giydirilmiş bir urba olmasa tene sıkışmış ruhun eziyeti nasıl dillendirilebilirdi? diyelim yukarda kandil gibi ay asılma gücü kendinde olan güneş yer almasa, ayaklar altında mazruf toprak zarf olmaya yanaşmasa, önünde arkasında insanın zaman onu kıstıracak gibi durmasa belki yüzü gülebilirdi. belki yüzü gülebilirdi şayet ayaklarının altındaki zemin sağlam önündeki uçurum kapanmış olsa, kovulup uzaklaştırılsa başının üzerindeki atmacalar tepesindeki fırtına dindirilebilse, bütün bunlar olabilse eh o zaman biraz daha idare edebilirdi. velev ki hoyrat bir zamandayız cellat da suskun kurban da. başım eğik dilim kapalı gözler kan çanağı anlamında.